Yalnızların Kıyameti
Yalnızlıkla dans eder esen kıble
Yalnız yürür ben yolları aşarım
Onun nuru bana bu yolda kıble
Dağlar sessiz şahit, ona şaşarım
Bir kurt ulur uzaklarda, nafile
Savaşır yalnızlıkla, benim gibi
Katılmaz bana, olmayız kafile
Yalnızlık yahut cehennemin dibi
Kim demiş kimsesiz olmalı yalnız
Kim demiş yalnız olamaz bahtiyar
Yalnızlık mukadder bir cefa yalnız
Yalnızlık olur bana sadık bir yar
Bıkmaz, işler ruhuma ince ince
Hiç görmesem gün boyu, unutsam da
Gün batıp kabuğuma çekilince
Yine içimde, evimde, masamda
Zannımca yalnızlık zarardan çok kâr
Duygularımı saklayan bir perde
Yalnız kalmam aslen olsam sahtekâr
Yalnız değilim, yalnızlar her yerde
Ben doğruyum, şahit buna yıldızlar
Bu ıstırap ezeli ve ebedi
Özgür ruhum yalnızlığı yaldızlar
Şu dağlardır ancak onun mabedi
Şimdi dile gelir o sessiz dağlar
Ayrılmak yerine birbirlerinden
Bir olur birden, yüreğimi dağlar
İşitirim sesler bir bir derinden
Birden aydınlanır kara geceler
Duyulur tatlı çığlıklar, feryatlar
Duyulup da işitilmez heceler
Yalnızlıkla biter ömrühayatlar
İşte bu gece kopuyor kıyamet
Oturur yere sevinçten ağlarım
Ses gelir gaipten “Durma, kıyam et!”
Kalkıp rüyamdan karalar bağlarım
Ben, dişi kurdun emzirdiği yetim
Yalnızlığın asaleti ayetim
Kabil’in firarıdır bidayetim
İsyan ederim de yok şikâyetim
YAZAR
Buğrahan Can
EDİTÖR
Ekrem Müftüoğlu
Editörden Not:
muhakkak müstear adlarla anılacak yalnızlar
arayacak belki bir gülüş ki anılacak mehveşler
sanma ki yalnızlık ömrün bir anıdır
gül yüzlü güzellerin sarılacağı canıdır
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!