Sigarama Ağıt
Yağsın yağmur
Essin rüzgârın
Rindiyim hikâyenin
Takılıp kaldım bir yokuşun başında
Sürüklesem seni, acı
Acı ki gazap üzümü
Saki doldurur da doldurur kadehi
Aşkın meyhanesi
Akıl vuslatına eremez müebbedi
Gâh elma
Gâh yılan
Yalancısıyım kadının
Ey tanrı
Kimin bu yalan
Yürür dilsiz derviş
Kimi der ki melamet neşesi
Kimi der ki bektaşinin nefesi
Bir mevlevi bekler kapımda
Toz bulutları göğü kaplar
Bekler hakkın nefesini
Pervane uçar ateşin yanında
Kanatların dilsiz
Yağmur yağar sonra
Cebindeki tütün olur yoldaşın
Bir kâğıda sardığın nefesin
Yanar avuçlarımda
Hatıranın dumanı eser semada
Sema ki şahidi
Sema ki şahidi
Yağmur yağar sonra
Toprağım tütün
Toprağım vuslat
Bir dilsiz derviş ağlar bahçemde
Derviş ki alinin kuyusu
Ney susar gam oturur
Geçmez geçtiğin kaldırımlar
Şu köşe bir kadın
Şu bank tebessüm
Şu yokuş acı
Hasret bir derin kuyu
Doldurur gönlün boşluğunu
Bir bülbül takılır kanadına
Yorgun ve inatçı
Anka misali
Kaf dağını yuva tutarsın
Bir hikâye anlatırsın
Sararır sırr-ı kadimi
Nefesin ki âdem
Nefesin ki can
Bu hikâye yunusun
Aşarsın aşılmaz denileni
Yıkılırsın bir ağacın dibine
Derler ki bu güneşin doğduğu ülke!
Sararır dudaklar
Ciğerlerin pare
Nefesin yek
Külahında bulut
Bir örtüdür sevgine
Ve söyler sema bir müebbet
Dumanında hasret ve sen
Şimdi ölümün bağında
Doldur saki
Hiç geçip gitmeyecek gibi…
YAZAR
Cengizhan Selçuk
EDİTÖR
Ekrem Müftüoğlu
Yazar-karalar, blockchain girişimcisi, trader, gezgin, neyzen ve siber güvenlik meraklısı
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!