yüzün aslanda pençe
deccal gölge arasın yüzün aslanda pençe
kutsalın kutsalıdır senin yâdına düşmek
yoldaşınım sırat’ta parmağım dal sen serçe
bulutu yastık yapar senle rüyada yüzmek
yaram azmış duyarsın gözün em gözün çare
yüzünden uzak düştüm nefes almak oldu gark
herkes sarmaşık olmuş bir kahve gözün sade
seni seyre dalacak feza çocuk dünya park
han senin şarap senin durma kapıda vur gel
her şeyden çift yaratmış yol tek sen tek tanrı tek
uykumun adı yarım mintanlar olmuş hep sel
takvimler kadar eski zaman sende kadim pek
meğer oklar sendeymiş hep kirpik gibi duran
dudağın kül kokusu şiir yanak harf yanak
ellerin harp türküsü ıskasız mutlak vuran
durma çiçekler açsın sende bahçe ben batak
kaşlarına rastlayan bütün geceler yansın
bana toprak kalmaz mı yedi diyar yüzünde
ayaz ardına baksın baharı hep sen sansın
kafes dedim nafile kuşlar uçar sözünde
çarkta sesin geliyor dişliye düşmüş kelam
bilsem şehlalık gelir gözüm doymadı bakar
haritadan haber yok bir adın var bir selam
yüzünde gençlik durur, yüzünde sular akar
“beni ne dört duvar tutabilirdi
beni ne mezarlar mezarlıklar
gövdemi ne tanrıçalar yutabilirdi
gövdem eğilmezdi sarsılmazdı
gövdende eridim gövden sevdaydı”
YAZAR
Alperen Alparslan Gözen
EDİTÖR
Elif Berra Kılıç