allah’la tanışmasam mertliğe tapardım
çöplüğün martıları omzuma konamadığından
yılmamaktan şikayetçi bu çukurdaki tüm insafsızlar
ben ise yolun sonunu göremiyorum, bu gaflet perdesinin aralığından
ben ise yolun sonunu göremiyorum, kurşunlar adres sormadığından
hep aynı uçurumda gidip gelirken
onlar bir korkaktan korkuyor ben ise cesaretimden
bu ters yüz olmuş mezarlıktaki yılgınlığın esaretinde
insan kalpsiz de yaşar, vicdansız da
hayatını haysiyetsiz idame ettirebilirken
kendim düştüm, kendim kalktım
şeytana sorumluluk yansımazdı
günahlarım tövbelerimden erken ulaşmışken tanrıya
dilime bir saman çöpü takan ar damarımı söktü sandım
silahım bir o kadar eski, bir o kadar dolu
bu külden oluşan sisifos’ta kalmaz aklım
gözümden yaş damlamadan bitirmişken bunca yolu
çocukken titreyen alt dudağımı kestim attım.
şimdi herkes kendi uçurumundan atlayıversin
ya da dalgasında boğulsun
bu nasıl bir travmanın pençesi ki hasarları büyük
bir epik öyküyle ağır roman’dan hallice
gözlerini kapatmazsan eğer bu filmde, kusarsın
yorulmak istemeyenin ömrü erketede çürür
akrebin zehrini yelkovan olmadıkça fark edersin
şimdi harman olacağın ışıkların hepsi sönük
şimdi riyaların yıldızı parlayacak kesin
ya da herkes kalbinin ekmeğini yesin
ben vurup duvara paramparça ederken o fincanı
ne hatrı? zara bakmaz şimdi dubara
bilirsin yormaz ağlamak timsahı
ve eğer
gözlerin görüyorsa bak kusura.
çünkü senin ancak yerdeyken var insafın
çünkü senin putlardan insanlaradır tavafın
on yazgım, bir nabzım yapar mı?
yapsaydı bu manzarasız pencereden bakardım
hasletlerini taşımasam da iyi bir insanın
allah’la tanışmasam mertliğe tapardım.
YAZAR
vera çakmak
EDİTÖR
Zeynep Gökçe Azman
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!