Güne yine, bir erkek tarafından işlenmiş kadın cinayeti haberi ile başladık.[1] Muğla’nın Ula ilçesi Akyaka Mahallesi’nde 5 gündür kayıp olan genç hanım, bir erkek tarafından cinayete kurban gitmiştir. Bıçak kemiğe ne kadar dayanırsa dayansın, ne kadar “Artık yeter!” denilirse denilsin, “Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu”nun verilerine[2] göre bu yılın ilk 6 ayında 146 kadın cinayeti işlenmiştir. Katledilen kadınlar, birlikte oldukları erkek, evli olduğu erkek, oğlu, kardeşi, babası, eskiden sevgili olduğu erkek, tanıdık biri veya akrabası tarafından silahla, kesici aletle, boğularak, darp edilerek ve yakılarak öldürülmüştür. Bu cinayetlerden sadece 2’si tanımadıkları kişi tarafından gerçekleştiriliyor.[3] Evde, sokakta, arabada, otelde, arazide, iş yerinde ve  ıssız yerde işlenen bu cinayetler dur durak bilmeden var gücüyle artarak devam etmektedir.

Tarif edilmesi mümkün olmayan fiziki, psikolojik ve cinsel şiddete maruz kalan kadınlarımız için uygulanması gereken “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi”nin[4] kadınlarımız için ne kadar önemli olduğu gün yüzündedir. İstanbul Sözleşmesi ile “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun”un uygulanmaması ve kendi lehlerine olacak şekilde değiştirilmesinin hoş görülecek tarafı yoktur.

Türk aile yapısını yıkıyor bahanesi ile zorla evlendirme, psikolojik şiddet, taciz amaçlı takip, fiziksel şiddet, cinsel şiddet, kadın sünneti, kürtaj ve kısırlaştırmaya zorlamak ile cinsel taciz vakalarının önlenmesine yönelik uygulanması gereken kanun karşıtları, bunları destekledikleri için mi Türk aile yapısını bahane etmektedir? Türk örf ve âdetlerinde bunların maruz görülecek yanı yoktur. Kendilerine yapılması hâlinde şiddetle tepki gösterecekleri konularda kadınların her gün maruz kaldığı veya kalabileceği bu eylemler sebebiyle kadınları suçlamak yerine bu suçları işleyenlerin inceleme altına alınması gereklidir. Çocukluktan bu yana erkeğin, cinsel organını yücelten söylemler, genç yaşlarda kaç kızla cinsel ilişkiye girdiğini övünerek anlatması ile çevresinden onun gururunu okşayıcı ve telkin edici sözlerle önceden gerçekleşen eylem, silsile hâlinde pek çok kişiye yönelik şekilde uygulanmaya devam etmektedir. Bu silsile hâlinde gerçekleşen çocuğa karşı yapılan cinsel istimara örnek verecek olursam Melis Alphan’ın haberine[5] bakmanızı öneririm. Cinsel istismar olayını ortaya çıkaran Zeynep öğretmenin yaşadıklarını okuyabilirsiniz. Umarım bu olay tüm yanlarıyla aydınlatılır da daha fazla çocuğun cinsel istismara uğramaması adına nelerin yapılacağı Türkiye Büyük Millet Meclisi başta olmak üzere tüm resmî kurumlarca araştırılır.

Kız kardeşiniz, kız arkadaşınız, sevgiliniz, nişanlınız, eşiniz veya anneniz ömrü boyunca ev içi veya ev dışında[6] yaşadıkları şiddetin kaçta kaçını sizlere anlatmıştır. Bir insan olarak sevdiğiniz kişinin maruz kalacağı bu tür suçlar için “nedenli” öfkeye sahip olabileceğinizi tahmin ediyorum. Bu da demek oluyor ki suç sadece size veya tanıdıklarınıza karşı değil başkalarına karşı yapılınca da suçtur. Şahsi menfaatler uğruna ülkemizde yaşanan 41 milyon 433 bin 861 kadını[7] etkileyecek yanlış adım atmak hatalı olacaktır.

Bugün katledilen Pınar Hanımefendinin acısını en çok ailesi taşıyacaktır. Türk Hukuk Sistemi’nin, Türk aile yapısını yıkmaya alenen teşebbüs eden kadına yönelik suçların failleri hakkında birilerinin haksız serzenişleri yerine, binlerce yıldır süregelen, milletimizin gelecek kuşaklarını korumak adına failler hakkında uygulanacak sert ve indirimsiz önlemleri alması vazgeçilmez olmuşsa Türk Hukuk Sistemi, kadınlarımızın güvenliğini sağlayacak yolda tedbirler almalıdır. Bir kişiye yönelik gerçekleşen suçun, aynı sınıftaki tüm bireylere karşı gerçekleşme ihtimali vardır.

Mağdurun tüm bilgileri, fotoğrafları sosyal medya ve basın yoluyla servis edilirken, failin isminden dahi bahsedilmemesi değiştirilmesi gereken bir konudur. İşlenen suçlarda failin, suçu sabitken ya da suçu itiraf etmesine rağmen isim ve fotoğrafının gizlenmesine devam edilmektedir. Basının yaptığı hatalardan biri de işlenen cinayeti tüm çıplaklığıyla anlatırken etik değerleri ve mağdurun yakınlarının vicdanını göz ardı etmesidir. Bu yapılırken benzer suçları işleyecek kişilere yol gösterildiğinin farkında değildir. Ayrıca işlenen cinayetlerden “aşk veya namus cinayeti” olarak bahsetmek bir başka hatadır. Basına düşen görev, bu işin uzmanlarından ve kadınlar için mücadele eden vakıf ve derneklerden yardım alarak nasıl haber yapabileceklerinin araştırmasıdır. Kadınları ilgilendiren konularda program yapılırken kadınlara söz hakkı verip yayınlara çıkartmalıdır.

Sinema filmi ve dizi çeken yapım şirketleri, yapımcılar kadın ve çocuklara karşı istismar, taciz ve tecavüz görüntülerine yer vermemelidir. Birkaç saniye içinde gözümüzün önünden geçen sahneler kadına ve çocuğa yönelik istismarın ne kadar kötü olduğunu düşündürmeyecektir. Suç işleme kastı olana yol göstermek yerine kadın ve çocuklara nasıl iyi davranılacağı üzerine sahnelere yer verilebilir.

Çocuk, genç ve yetişkin kitleye hitap eden yayınevlerinin, basımına öncülük ettikleri eserlerin seçimine ve yazılanlara dikkat etmesi önemlidir. Her yayımlanan eser herkes tarafından okunamadığı için içerisinde başta çocuk olmak üzere onu istismar edecek yazılardan kaçınmalıdır. Ticari kaygı güden kurumlar bir nebze olsun hassas davranmalıdır.

Kamu kurumlarına gelecek olursak fiziksel, psikolojik ve cinsel istismara maruz kalan vatandaşların psikolojik ve hukuki destek alabilmesi adına belediyeler, valilikler, kaymakamlıklar, barolar bakanlık eliyle her birimin kendi bünyesinde oluşturacağı irtibat büroları ile İstanbul Sözleşmesi’nde yer alan suçlara karşı yardımcı olabilirler. Kadının gece sokağa çıkması tehlikeli ise kolluk kuvveti gece sokağa çıkmanın güvenli olduğu yönde tedbirler almalı, karanlık sokaklar aydınlığa ulaşmalı, iş ve toplumsal yaşamda kadının hakkı gözetilmeli ve her eylemde kadını suçlayıcı kulp bulmak yerine toplumda erkeğin suç işlemesini önleyici yollara başvurulmalıdır. Hiçbir kadın açık olduğu için tecavüz edilmeyi, erkeği reddettiği için şiddet görmeyi, gece gezdiği için sözlü tacize uğramayı hak etmemiştir. Son fail hakkında adalet tecelli edene kadar katledilen mağdurların ruhu huzur bulmayacaktır.

Mahallemizin, köyümüzün, ilçemizin, kurumumuzun adı lekelenmesin, yerel veya ulusal basında kötü haberimiz çıkmasın düşüncesi ile üstü örtülmeye çalışılan her istismar, mağdurun hayatını etkileyecek ve istismarı bilip gizleyen çevrelerce de istismar ayyuka çıkana kadar sürdürülecektir. Her Türk vatandaşı sağlıklı, huzurlu ve güvenli şekilde yaşama hakkına sahiptir.

Son söz olarak Ece S. Doğan’ın kadın cinayetlerinin politikliği hakkında yazısını[8] okumanızı öneririm. Politikacıların kadınlara karşı söylediği sözlerin kitleleri nasıl benzer şekilde yönlendirdiğini, koruma talebi sırasında öldürülen kadınları nasıl da koruyamadığımızı gösteriyor.

*Bu yazımda yer alan fikirler şahsıma aittir ve 30eksi’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Salim Sağ

—Dipnotlar—

[1] Independent Türkçe, “Kayıp üniversite öğrencisi Pınar Gültekin’in cesedi bulundu” (Erişim 21 Temmuz 2020).

[2] Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, “Veriler” (Erişim 21 Temmuz 2020).

[3] Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, “Mayıs 2020 Raporu” (Erişim 21 Temmuz 2020).

[4] Council Of Europe, “Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi” (Erişim 21 Temmuz 2020).

[5] Artı Gerçek, “Anadolu Lisesi’nde istismarın üstü mü kapatıldı?” (Erişim 20 Temmuz 2020).

[6] Aile içinde yaşanan şiddetin dışında tanıdık-tanımadık kişilerce ev içi ve ev dışında maruz kalınabilecek her türlü psikolojik, fiziksel ve cinsel şiddet için bu terim kullanılmıştır.

[7] Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK), Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi Sonuçları (2019).

[8] 30eksi, “Kadın Cinayetleri Politiktir” (Erişim 21 Temmuz 2020).

—Kaynakça—

30eksi. “Kadın Cinayetleri Politiktir”. Erişim 21 Temmuz 2020. https://30eksi.com/2019/09/18/kadin-cinayetleri-politiktir/

Artı Gerçek. “Anadolu Lisesi’nde istismarın üstü mü kapatıldı?”. Erişim 20 Temmuz 2020. https://artigercek.com/yazarlar/melis-alphan/anadolu-lisesi-nde-istismarin-ustu-mu-kapatildi

Council Of Europe. “Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi”. Erişim 21 Temmuz 2020. https://rm.coe.int/1680462545

Independent Türkçe. “Kayıp üniversite öğrencisi Pınar Gültekin’in cesedi bulundu”. Erişim 21 Temmuz 2020. https://indyturk.com/node/214471/haber/kay%C4%B1p-%C3%BCniversite-%C3%B6%C4%9Frencisi-p%C4%B1nar-g%C3%BCltekinin-cesedi-bulundu

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu. “Veriler”. Erişim 21 Temmuz 2020. http://kadincinayetlerinidurduracagiz.net/kategori/veriler

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu. “Mayıs 2020 Raporu”. Erişim 21 Temmuz 2020. http://kadincinayetlerinidurduracagiz.net/veriler/2915/kadin-cinayetlerini-durduracagiz-platformu-mayis-2020-raporu

TÜİK, Türkiye İstatistik Kurumu. Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi Sonuçları (2019). http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=33705

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir