Sosyal ağların kapatılıp kapatılmayacağı konusu hararetle tartışılırken şimdi de sosyal ağların kontrole alınması gündeme geldi. Hem de Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Numarası ile giriş yaptırılması istenerek. Sahte hesapları ortadan kaldırmak adına istenen bu kişisel verimizin yanlış kişilerin eline geçmesi hâlinde, maddi, manevi ve hukuki olarak zarara maruz kalmamız mümkün. Sosyal ağlarda izlediğiniz, dinlediğiniz, okuduğunuz ve yaptığınız şeylere dair her türlü bilgi toplanarak arşivlendiğinde ele geçen milyonluk verinin yarın bir gün hangi amaçla kullanılacağı kestirilemez.

Milliyetçi Hareket Partisi Kırıkkale Milletvekili Halil Öztürk’ün 2/2844 esas numaralı “5651 Sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”ni okudum. 30/4/2020 tarihinde TBMM Başkanlığına gelen, Adalet Komisyonu, Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu’na havale edilen kanun teklifinde kritik derecede fıkralar var. Bunlara değinmeden önce gerekçesine göz atalım.

“Son zamanlarda çok sık şikayet edilen, mağduriyet yaşanan olaylara bakıldığında bunların, sosyal paylaşım sitelerindeki sahte veya anonim hesaplar ile e-posta hesaplarında oluşturulan sahte hesaplar ve gruplar olduğu görülmektedir.” Sahte hesaplar ile anonim hesapları birbirinden ayırmamız gerekiyor. Sahte “Bir şeyin aslına benzetilerek yapılan, düzme, düzmece, uydurma, gerçek olmayan, yalancı ve yapmacık.”, anonim ise “Adı sanı bilinmeyen, çok ortaklı, yazanı, yapanı, söyleyeni bilinmeyen.” anlamlarına gelmektedir. Birilerini karalamak için açılan hesap ile kim olduğu bilinmeyen ama suç unsuru taşımadan paylaşım yapan hesap arasında fark var. Dilekçe veya bilgi edinme başvurusu yapmadığımıza göre sosyal ağa girerken kimlik bilgimizi vermemize lüzum yok.

Gerekçenin ikinci paragrafında sahte hesap veya profil oluşturmanın TCK’de cezası olmadığına değinilmektedir. Ancak sahte veya anonim fark etmeksizin kullanılan hesapta, yapılan paylaşım sebebiyle sosyal ağ sağlayıcısı hesabınızı askıya alabilir veya içeriğinizi silebilir. Paylaşımın suç teşkil etmesi hâlinde kolluk kuvvetlerince tespit edilip yakalanarak savcı ve hâkim karşısına çıkarılan kişi, yapılan yargılamanın akabinde suçlu bulunması hâlinde ceza almaktadır. İnternet servis sağlayıcıları, altyapı üzerinden sosyal ağlara giriş yaptığından kişi ya da kişilerin hangi IP adresi ve konumdan girdiğini tespit edebiliyor.

Fotoğraf, video ve içeriklerle insanların algıları, iletiler sorgulanmadığı için istendiği gibi yönetilmekteymiş. Size servis edilen içeriği sorgulamadan tüketmek, algı yaratan kişinin amacına ulaştığını ve sizin de bu amaca fark etmeden hizmet ettiğinizi gösterir. Burada yapılması gereken doğru bilginin öne çıkarılması, haber veya içeriğin araştırılmasıdır.

Sahte habere maruz kalan ülkeler sıralamasında Türkiye’nin %49 oranla birinci olduğunu dile getiren gerekçeye ek yaparak her 10 kişiden 7’sinin, devletin internetteki yanlış bilgiye karşı bir şey yapması gerektiğini düşündüğünü de yazalım. Bu sahte haberlere karşı gerek kamu kurumları gerekse haber ajansları güvenilir kaynaklardan aldıkları haberleri, sosyal ağlarda aktararak bunun önüne geçmeye çalışmalıdırlar. Detayı okunmadan beğenilip paylaşılan içerikler bir anda yüz binlerce insana ulaşabilir. Bunun önüne geçmek ve doğrusunu aktarmak, yalan içeriğin kaldırılması ile olabilir.

Sayın Öztürk, sahte ve anonim hesaplar ile terör örgütleri ve yandaşları tarafından, siyasal aktörler, kamu yöneticileri, sanatçı, sporcu gibi pek çok kesim üzerinden yürütülen çarpıtılmış içeriklerle oluşturulan algıya hukukun yetişemediğini beyan ediyor. Ülkemizde, 5.623 savcı ve 7.880 hakim bulunmaktadır. Cumhuriyet savcılıklarında 9.342.676 soruşturma dosyası ve ceza mahkemelerinde de 3.110.371 dosyanın olması savcı ve hakim sayılarının yetersiz olduğu açıkça gösteriyor.

Gerekçenin son paragrafında günlük erişim miktarı 500.000’i geçen sosyal ağların Türkiye’de temsilci bulundurmasının yanı sıra ilgili sosyal ağa Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Numarası ile girmek zorunluluğunun getirilmesiyle sahte hesapların önüne geçeceği düşünülüyor. Kimlik bilgileri, Kişisel Verileri Koruma Kanunu kapsamında güvence altına alınırken idari para cezası uygulanacağı da kanun teklifinde yer alıyor.

Ek 4’üncü maddenin birinci fıkrasında; günlük erişim miktarı 500.000 üzeri olan her sosyal ağ sağlayıcısı, ülkemizde faaliyet gösteren kurum, kuruluş ve birlikler ile adli veya idari makamlarca gönderilecek bildirim, tebligat veya taleplerin yerine getirilmesi, kullanıcı veya kişilerin mevzuata göre yapacakları başvuruların cevaplandırılması için en az bir kişiyi görevlendirecek.

İkinci fıkraya göre Türkiye’de temsilcilik açıp en az bir kişiyi görevlendiren sosyal ağ sağlayıcısı internet sitesinde bunu belirtecek. Kişinin, kim olduğunu kuruma ilk 20 gün içinde bildirmemesi durumunda sosyal ağın internet trafik bant genişliği %50 düşürülecek. Türkiye temsilcisinin ikinci 20 gün içinde de bildirilmemesi durumunda internet trafiği tamamen kesilecek ve Sulh Ceza Hakimliğince verilen karar 3 saat içinde uygulanacak.

Gelelim can alıcı konuya, yani Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Numarası ile sosyal ağlara girmek. Bizden talep edilecek kimlik numarasının eşleşmesi hâlinde sosyal ağı kullanmamıza izin verilecek. Böylece rastgele girilen kimlik numarasının eşleşmesi sonucu sitede hesap açılmasının veya kimlik bilgimize ulaşan kişinin bunu kullanıp adımıza hesap açmasının önüne nasıl geçilecek? Herhangi bir şahıs ya da kişisel verimizi elinde bulunduran kurum veya kuruluşlardan kişisel verimize erişecek art niyetli kişi, biz fark etmeden adımızı karalarken kapımıza gelen polis tarafından gözaltına alınıp savcı karşısına çıkarıldığımızda bizi 6698 sayılı Kanun hükümleri nasıl koruyacak? Sosyal ağda maruz kalınan suç karşısında mağdur/müşteki sıfatıyla savcılıklara başvurulmasıyla ve internet ortamında suç işleyen şüphelinin kullandığı hesabın tespit edilmesi hâlinde kimin hangi hesabı kullandığı kamu kurumunca bilinebiliyor.

“Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen hâllerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir.” Anayasaya aykırı olan bu durumun gerçekleşmesi mümkün değildir. Bu, “Senin suç işleyeceğinden şüpheleniyorum bana kimlik bilgi vermelisin.” demekle olacak iş değil. 

Suç teşkil eden sahte veya anonim hesaplar, belli bir internet servis sağlayıcısıyla internete girdiğine göre suçun işlenmesi hâlinde internet servis sağlayıcısı, kişinin IP, konum ve internet bilgilerine kadar her bilgiyi verecektir. Türkiye Cumhuriyet Kimlik Numarası eşleşmeyen hesabı bulunduran sosyal ağ sağlayıcısına üçüncü fıkra hükümlerince 500.000 ila 5.000.000 Türk lirası arasında idari para cezası uygulanacak.

Türkiye’de temsilcisi bulunan sosyal ağ sağlayıcısı, içeriğin yayından çıkarılması ve özel hayatın gizliliği nedeniyle içeriğe erişimin engellenmesi kapsamında kullanıcılar tarafından yapılacak başvurulara 48 saat içinde cevap verecek ve içeriğin hakim tarafından hukuka aykırı olduğunun tespit edilmesi hâlinde içeriği, 16 saat içinde sistemden çıkaracak veya içeriğe erişimi engelleyecek. Aksi takdirde sosyal ağ sağlayıcısına 150.000 ila 1.000.500 Türk lirası arasında idari para cezası uygulanacak.

Temsilcisi bulunan sosyal ağ sağlayıcısı, içeriğin çıkarılması veya erişimin engellenmesi ile bunlarla ilgili işlemler, bireysel talep veya sonuçlar hakkında istatistiki raporlar ve kurumun talep edeceği diğer kategorik (kesin, açık, şartsız) bilgileri, her üç ayda bir kuruma vermekle yükümlü olacak. Yükümlülüğü yerine getirmeyen sosyal ağ sağlayıcısı kanun teklifine göre 200.000 ila 2.000.000 Türk lirası arasında idari para cezası ödeyecek.

Gerçekleşmesi mümkün olmayacak bir iş üzerinde adım atılırken gelin biz insanları fişlemek yerine, Türklerin yurt dışındaki akranları gibi nasıl huzurlu, refah ve özgür bir ülkede yaşayacakları üzerine kafa yoran kanunlar çıkartalım. “Gündem olsun, canımız sıkılmasın, oyalanım” şeklinde piyasaya sürülen içi boş tekliflerde bulunmayalım.

Kadına ve çocuğa yönelik istismar uygulayanların istenen ceza kadar yatmadığı, halkın yarınından emin olarak başını yastığa koyamadığı yerde huzur olmaz. Sabah vakti okula aç gidenin olmadığı, yerli ve yabancı diyarları gezmesi için olanağın sunulduğu, üç kuruşluk malın yüz kuruşa satılmadığı, çocuğuna kıyafet alamadığı için intihar edenin, evinde odunu olmadığı için saç kurutma makinesini çocuğuna verip kendini asan annenin olmadığı ülke istiyorum. Efendiler, biz suçlu değiliz. Biz, sinesinde kendi ve ülkesi adına umut taşıyan gençleriz.

Salim Sağ

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir