saçlarında gezerken simsiyah gece
sokaklara hasret kalmış çocukların yüzünü
doğmamış güneşe inat sana getirdim
hasret bu
bütün mevsimlerde beni de sana getiren
bin atlının da silah arkadaşıyım
ve hepsinden
senden, seni var edenden
sesinle konuşan kırmızıdan ayrı düştüm
hepsi için birer mermi bağışladım şakaklarıma
aklıma bir tutam aşk tutturan tanrı
seni alıp gezdirsin kalbimde
dünya senin etrafında raksa durmuşken
duvara astığım bütün fotoğrafların
yeni bir ana vatan gibidir
devşirme türküler cenge tutuşmuş şahların dilinde
bense bir mucizeyi anlatır gibi nakşettim seni
birbiri ardına kırk kuş konmuş pencerelere
kırmızıyı kuşanmış gökyüzüne
bakmaktan yılgın gözlerim
ok uçlarından saklanır ölümsüz parmak uçlarım
yüz şehrin sesi gibidir penceresi sana bakan kalbim
beni aklında bir radyoya gülümset
siyah gecenin koynundan kaçırdığım
aydan bozma tenini
içimde ilkel bir medeniyetin Rabbi bellesinler
bir hırka alev gibi bütün bedenimi sararken
duvarların dili bir kere bile kalbimin diline denk düşmemiş
ben ahraz cümlelerimin tercümesi diye seni işaret ederim
bütün bu bıçak ağızlı güzelliğinin tek ölümlüsü benim

Alperen Alparslan Gözen

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir