Ağalar ve hanım ağalar! Tevellüt bir suç değil, coğrafya gibidir; hatta ondan da fazla kaderdir, sayenizde kederdir. Çağın gençleri olarak erken yaşlandık, yaşımızı siz verdiniz, yaşamayışlarımızın müsebbibi olarak. Azıcık aşınız, kaygısız başınız vardı. Heh, işte o kaygısız başınız şimdi bizim başımızı ağrıtan, başarılarımızı baltalayan. Memleketi en çok düşüneniniz bile bizi çok düşünmedi, hâlbuki memleket gelecek demekti, gelecek nesilleriniz. Gelmeyecek kötü günler diye tamah ettiğiniz makarna ve kömür konusuna girmiyorum, onun edebiyatı eskidi, tesiri yok artık, mavrası da çirkin. Ama siz bizi hep suçladınız, genç olmakla, bir şey bilmemekle. Aslında öğrenmemenin ayıp olduğu gerçeğini bilen bir tek bizdik ve sizin bilmezlikle yetinmenize başkaldırdık. Saygısızlık dediniz okuduğumuza, yediğimize, içtiğimize, gezdiğimize, sevdiğimize, hayallerimize, hayalsizliğimize, benim başörtülü bacılarıma, mini etekli ablalarıma, hacılarıma, şeytanlarıma bile karıştınız. Evlerinizi bize kiraya vermediniz, otobüste yer beklediniz. Bize dair tek umudunuz, üzerinde oturduğumuz teker üstü koltuğumuz oldu.

Siz görmüştünüz, biz daha doğmamıştık. Babamızın belinden düşmeyişimizdi problem, ana rahminde yer tutmayışımız. Tevellütle suçlanmak terk ettirdi bize bizliği, bir nesil bir öncekinden koptu; önceki sonrakini sevmez, beğenmez oldu, anlamları ve hevesleri anlaşılmadığı için. Çoğumuz yirmisinde öldü, Tiktok’a düştü, twitter’da nude avcısı, Facebook’ta Tanrı savcısı, Instagram’da manzara sancısı oldu. Öldüler. Yaşayanlarımız okumakla meşgul, bazısı yazmakla… Ama siz hâlâ okumamakla meşgulsünüz ve yazılanı hor görmekle, hatta sevmemekle. Neden? Tevellütten. Siz hiç meşgul olmadınız, azıcık aşınız mesguliyetinize yeterdi. Siz, sizden öncekilerden görmediğinizi göstermeyi vazife edindiniz ama siz, sizden öncekilerden daha suçlusunuz. Evet siz, suçlu olan sizsiniz. Çünkü sizden sonrakiler size öğretiyor hayatı, gösteriyor geleceği.

Tevellütle takılmış, umursamıyorsunuz. Biz sizden daha büyüğüz, sayımız da çok, farkımız da. Biz büyüğüz, siz ihtiyar, aramızda dehşetli bir fark var. Umursanmayacaksınız ihtiyarlar. Siz geçtiniz, sizden geçti, genç olan biziz ve geleceğimizden sorumluyuz. Bizim suçumuz tevellüdümüz değil, hâlâ size olan teveccühümüz.


Mustafa Oğuz BAYAT

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir