(Yazıda bahsi geçen kitabın kapağıdır.)

Mimarlığı ve ressamlığıyla tanınan Thomas Allom, 13 Şubat 1804’te dünyaya geldi. Kraliyet Akademisi’nden mezun olan Allom, daha sonra mimar Francis Goodwin’in yanında çalıştı. Fransa’da da çalışan Allom, burada, Dreux Şatosu için resimler yaptı. Daha sonra Londra’da birçok bina tasarladı. 1850’de Highbury’deki Mesih Kilisesi, 1856’da Nottinghill’de St. Peter Kilisesi’ni inşa etti. Çalışmaları ayrıca Liverpool’daki William Brown Kütüphanesinin tasarımını ve Nottingham yakınlarındaki Basford St. Leodegarius kilisesini de içermektedir. 9 yıl boyunca Mimar Goodwin’in yanında çıraklık yapan Allom’un bu süreçte ressamlık ve akademik eğitimden uzak kaldığı söylenebilir. Thomas Allom aynı zamanda İngiliz Kraliyet Mimarlar Akademisi kurucu üyelerindendir. Daha sonra mimarlığı terk edip Anadolu’ya, Suriye’ye ve Filistin’e yani o zamanki Osmanlı topraklarına seyahat etti.

Bu arada papaz olarak İstanbul’a giden Robert Walsh ise 1821’den (farklı zamanlarda ara vererek) 1835’e kadar oradaki İngiliz Elçiliği’nde konaklar. İstanbul’da yolları kesişen Allom ve Walsh ortaklaşa bir gezi albümü yapmaya karar verirler. Gravürleri elle renklendirilen bu albümün içerisinde onlarca Türkiye gravürü yer alır. Metin bölümünü ise Walsh yazmıştır. Eserde sadece İstanbul değil İzmir, Bergama gibi yerlerdeki antik eserlerinde gravürleri mevcuttur. Allom’un gravürleri ile süslenen ve Walsh’ın metnini yazdığı, çeşitli ülkelere dair büyük bir dizinin içinde yer alan bu kitap Constantinople and the Scenery of the Seven Churches of Asia Minor adıyla yayınlanmıştır. Kitabın içerisinde ilk önce resmedilen eser veya yer hakkında kısa kısa bilgiler daha sonra ise bahsedilen eserin gravürü yer alıyor ayrıca son sayfasında dönemin Osmanlı haritası bulunuyor.

(Kitabın son sayfasındaki harita)

Fotoğrafın henüz bulunmadığı bir dönemde, Osmanlı Devleti’nin başşehri İstanbul’u ve buradaki hayatı zarif bir üslûpla Batı’ya tanıtan Allom’un gravürlerinin birçoğu bugün birer belge niteliğindedir¹. Gravürler İstanbul’un gündelik yaşamını gösterme açısından çok zengin ve renklidir ayrıca bir çok camii ve anıt da tasvir edilmiştir.

İstanbul üzerine yapılmış resimlerinden bir kısmı şunlardır² :

1- Yeniköyde bir rum papazının yalısı: Eski Boğaziçinin çok güzel resimlerinden biridir. Pencereleri tahta kepenkli küçük ahşap yalılardan biridir ki zamanımızda tek örneği bile kalmamıştır.

2- Eyyubda Esma Sultan yalısı. Haliç yalılarının en büyüklerinden bir olan bu yalının muhteşem bir salonu.

3- Heybeliada

4- Eyyub sırtlarından Halicin ve İstanbulun görünüşü

5- Tophâne meydanı ve çeşmesi ve Tophâne pazarı; geride Nusretiye Camii bir asır evvelki İstanbulu canlandıran çok kıymetli bir resimdir.

6- Sultanahmed Camii (Camiin içi)

7- Beyoğlundan Kasımpaşaya doğru uzanan âşıklar mezarlığı

8- Balıklı kilisesi: Bu namlı kilisenin içerden yapılmış resmidir.

9- Kuleli süvari kışlası: Çengelköyü’ndeki bir askeri lisenin ilk yapıldığı zamanlardaki manzarasını göstermektedır ki iki başındaki dört köşeli iki kulesi ve bu kulelerin kurşun kaplı sivri külâhları ile pek zariftir. Bu resim Boğaziçinin eski manzarası bakımından da kıymetli bir vesikadır

10- Büyük Kapalıçarşı: Kalpakçıların eski halini göstermektedir.

11- Üsküdar İskelesi ve Mihrimah Camii: Bir tarafta iskele, kayıklar, bir kayıkçı kahvehanesi. bir tarafta Üçüncü Ahmed Çeşmesi görülmektedir.

12- Haremde cariyesinden saz dinliyen efendi: Daha ziyade garplının şark esrarı peşinde koşan meraklarını tatmin için yapılmış hayal mahsulü bir resim. Zengin efendi bir yer minderine oturmuş, bir elinde yelpaze, bir elinde nargile, yalınayak, fakat muhakkak ki ev kıyafeti değil çünkü iri püs küllü fesi ağabâni sarığı ile beraber başındadır. Esvapları fevkalâde müzeyyen iki cariye sedirin üstünde birinin kucağında bir ud vardır, beride de bir zenci haremağası elpençe divan duruyor.

13- Kahvehanede meddah: Deniz kenarında müzeyyen bir kahvehane mevkii mahsusunda oturan meddah hikâyesini ya bitirmiş yahutta ertesi gün devam etmek üzere heyecanlı bir yerinde kesmiştir. Kahveci parsa toplamaktadır.

14- Arzuhalci: Tophânede Kılıçalipaşa avlusunda, mektup veya arzuhal yazdıranlar yanlarında bir küçük kızcağızla iki feraceli hanımdır. Bir hasır üzerinde oturan arzuhalci kuşağında diviti ve önünde yazı rahlesi ile pek tipik bir simadır; geride Nusretiye Camii görülmektedir.

15- Padişahın Eyyubsultan ziyaretinden dönüşü: Camii Kebirin yan kapısından çıkan hükümdar, at ile Bostan iskelesine gelmektedir

16- Atmeydanı, Dikilitaş ve Sultanahmed Camii

17- Üsküdar sahilinden Kızkulesi ve İstanbul: mevsim yazdır. Üsküdar sahilinde on on beş kişi denize girmiş. Az ilerden bir pazar kayığı geçmektedir. Kızkulesi yanan ahşap kuledir; liman yelkenlilerle doludur.

18- Tophâne Sahili: Nusretiye Camiinden.

Kaynaklar:

1.Reşad Ekrem Koçu, İstanbul Ansiklopedisi, 1959
2.Semavi Eyice, DİA, Thomas Allom
3.Thomas Allom, Constantinople and the Scenery of the Seven Churches of Asia Minor, 1838 (Gravürler)